I) O günlerde Saatleri Ayarlama Enstitüsünün çekirdeği olan kü çük dairemiz açıldı. Bir sabah ben, sırtımda bir gece evvel Halit Ayarcı'nın göndermiş olduğu elbiseler, belediyenin civarındaki büromuzun kapısında göründüm. İhtiyar, aklı başında bir hademe beni karşıladı ve içeri aldı. II) Otomobil koşup gittiği hâlde o kadar sıcak bastı ki terlemiyoruz, terimiz, galiba hemen buhar oluyor; boğulacak gibiyiz. İşte hudut!" dediler. İlerideki tepe üzerinde bir karakol ve tepesinde uzun bir direk: bayrağım asılı... III) Arka avluyu geçip arabalarla dolu büyük bir garaja vardım. Beni orada hoş gülümsemeler karşı ladı. Bindim, motoru çalıştırdım. Avlunun asfalt yüzeyi sokaktan biraz daha yüksekti, dolayısıyla avluyu sokağa bağlayan dar, eğimli tünele girdiğimde arabamın burnu hafifçe ve sessizce kalkıp indi. IV) Yusuf, sabahın kendine düşen işlerini hep alacakaranlıkta gördü. Beygirin suyunu, yemini verdi. Kuyudan çektiği bir kova su ile yüzünü, ellerini yıkadı. Ateşin yanmasını, sabah çorbasının pişmesini bekledi. Ahırda beygirin koşumlarını vururken hava karanlıktı hâlâ. Yukarıdakilerden hangisi diğerlerinden farklı bir bakış açısıyla yazılmıştır?
I
II
III
IV