Dokuzuncu sınıftayken edebiyat öğretmenimizin yanına gidip ileride büyük bir yazar olmak istediğimi söyledim. Öğretmenimiz gülümseyerek bana baktı ve Dolmadan taşamazsın" dedi. Sonra da arkasını dönüp gitti. O gün öğretmenimizin ne demek istediğini tam anlayamamıştım. Birkaç gün sonra tekrar yanına gidip "Dolmadan taşamazsın" sözüyle tam olarak ne demek istediğini öğretmenimize sordum. Öğretmenimiz beni karşısına oturtup uzun uzun anlattı. O günden sonra anladım ki yazmak başlı başına bir birikim işidir ve bu birikimin yolu da okumaktan geçer. Öğretmenimizin sözüne uyup yazmak için acele etmedim ve sürekli okumaya başladım. Aslında bu benim için bir çeşit inzivaydı ve taşmak için dolmayı bekliyordum. Yıllarca süren okuma serüvenimin ardından ilk eserim yirmi altı yaşımda yayımlandı. Kısa sürede kitabımın birçok baskısı yapıldı. Dahası çevirileri de yapılarak birkaç yabancı ülkede de satışa sunuldu. Ardından diğer kitaplarım çıktı. Evet, öğretmenimizin dediği gibi dolmuştum ve bir kere taşmanın tadına varmıştım artık. Şimdi orta yaşın üstündeyim ve bir kütüphane rafı dolusu eserim var. Üstelik kafamda yazılmayı bekleyen şiirler, kurgular, senaryolar dönüp duruyor. Ne zaman kütüphanemin karşısına geçip kitaplarımı görsem aklıma öğretmenimizin bana söylediği ve benim için hayat felsefesi olan o güzel sözü geliyor: "Dolmadan taşamazsın." Parçadan hareketle yazarla ilgili, I. Çocukluk hayaline kavuşmuştur. II. Danışarak iş yapmanın faydasını görmüştür. III. Yazmaya başlamadan önce uzun bir kuluçka dönemi geçirmiştir. IV. Üç ayrı türde eserler vermektedir. ifadelerinden hangisine ulaşılamaz?
I
II
III
IV